CHALKIDA-BOYS®



Join the forum, it's quick and easy

CHALKIDA-BOYS®

CHALKIDA-BOYS®

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    Bir Aşk Hikayesi

    mEsCaLiNe
    mEsCaLiNe
    Admin
    Admin


    Bir Aşk Hikayesi Empty Bir Aşk Hikayesi

    Mesaj tarafından mEsCaLiNe Ptsi Nis. 20, 2009 12:55 am


    Dondurucu soğukta bir an önce evime varabilmek için hızla yürürken, ayağımın ucunda

    bir cüzdan gördüm.. Hemen aldım. Sahibini gösteren bir kimlik vardır diye acele acele

    açtım.. İçinde üç dolar ve sararıp kat yerleri yıpranmış eski bir zarftan başka birşey

    yoktu... Sol üst köşede yalnızca gönderenin adresi, alıcı adresi yerinde bir posta

    kutusu numarası vardı. Bir ipucu bulabilmek belki biraz da merakımı giderebilmek için

    zarfı açtım ve içindeki mektubu okumaya başladım. Mektup, sol yanı çiçek resmiyle

    süslenmiş bir kağıda, özenli bir el yazısıyla yazılmıştı ve "Sevgili Michael" diye

    başlıyordu.. Ve "Annesi yasakladığı için onu bir daha göremeyeceğini" anlatarak devam

    ediyor.. "Ama sakın unutma, seni daima seveceğim" diye bitiyor.. İmza.. Hannah!..

    Elimde yalnızca, mektubu yazan kişiyle, mektubun yazıldığı kişinin birinci adları vardı.

    Eve gider gitmez hemen telefon idaresini aradım.Görevli kişi, kendisine bildirdiğim

    adreste yaşayanların telefon numarasını vermesinin yasalara aykırı olduğunu söyledi.

    Fakat ısrarım karşısında: "Belki, size yardımcı olabilirim" dedi. "Bu adreste bulunan

    numaraya telefon ederim ve onlar Kabul ederlerse, sizi görüştürebilirim lütfen

    bekleyin.." dedi. İki üç dakika sonra görevlinin sesi geldi.. "Bağlıyorum efendim."

    Telefonda, karşıdaki hanıma "Hannah diye birini tanıyıp, tanımadığını" sordum. "Bu evi,

    30 yıl evvel, Hannah diye kızları olan bir aileden aldık" dedi. "Peki yeni adreslerini biliyor

    musunuz?.." "Hannah annesini bir huzurevine yatıracaktı. Oradan takip ederseniz,

    belki adres bulursunuz.." deyip bana huzurevinin adını verdi.. Hemen aradım.. Yaşlı

    anne yıllar önce ölmüş.. Ama kızına ait eski bir telefon numarası var. Belki orada

    bilirlermiş.. "Bunların hepsi aptalca aslında" dedim kendi kendime.. İçinde sadece 3

    dolar ve 60 yıl önce yazılmış bir mektup bulunan cüzdanın sahibini aramak için bunca

    zahmete ne gerek var ki.. Aradım numarayı.. Bir kadın "Şimdi Hannah'nın kendisi bir

    huzurevinde" dedi ve numarayı verdi. Hemen orayı çevirdim.. Ses; "Evet, Hannah

    burada yaşıyor" dedi.. Saat ona geliyordu ama hemen yola çıktım, Hannah'yı görmek

    için.. Devasa bir binanın üçüncü katında şirin bir oda.. Gümüş saçlı, sıcak tebessümlü

    bir yaşlı kadın.. Gözlerinin içi ışıl ışıl ama.. Anlattım olanları.. Cüzdanı ve mektubu

    gösterip.. Derin bir iç çekti mektuba bakarken ve "Genç adam" dedi, "Bu mektup,

    Michael ile son kontağımdı.. Onu öyle seviyorum ki.. Sean Connery gibi yakışıklıydı..

    Hani şu meşhur aktör.. Ama ben 16 yaşındaydım.. Çok küçüğüm diye annem

    kesinlikle izin vermedi.." Derin bir nefes daha.. "Michael Goldstein harika bir insandı.

    Eğer bulabilirseniz ona söyleyin lütfen.. Onu hep düşündüm.. Hep.." Bir ufak sessizlik..

    Bir derin nefes daha.. "Ve onu hep sevdim.." İki damla yaş damladı elindeki mektuba,

    ıslanan gözlerden.. "Ve hiç evlenmedim.. Michael gibi birisini bulamadım ki.."

    Hannah'ya teşekkür edip odadan çıktım. Binadan çıkarken danışmada beni karşılayan

    kız "Hannah Hanım yardımcı olabildi mi size" dedi.." Hiç değilse bunun sahibinin

    soyadını öğrendim" dedim.. Cüzdanı elimde sallayarak.. O sırada yanımda dikilip duran

    hademe bağırdı.. "Hey baksana.. Bu Bay Michael'ın cüzdanı.. Üzerindeki bu kırmızı

    şeritten onu nerde görsem tanırım.. Cüzdanını hep kaybederdi zaten.. Üç kere ben

    buldum, koridorlarda.. "Michael sekizinci katta yaşıyordu.. Ok gibi fırladım tekrar

    asansöre. Michael yatmamıştı. Okuma odasında kitap okuyordu. Hemşire beni ve

    elimdeki cüzdanı gösterdi. Michael elini arka cebine attı, hızla.. Sonra sevinçle "Evet bu

    benim cüzdanım" dedi. "Öğleden sonraki yürüyüş sırasında kaybetmiş olmalıyım. Size

    teşekkür borçluyum." "Hiçbir şey borçlu değilsiniz" dedim. "Ama özür dilerim. İpucu

    bulmak için açtım ve içindeki mektubu okudum." "Mektubu mu okudun?" "Sadece

    okumakla kalmadım. Hannah'yı da buldum.." "Buldun mu? Nerde? İyi mi? Hala eskisi

    gibi güzel mi. Söyle, lütfen söyle.." "Çok iyi.. Hem de harika" dedim, yavaşça.. "Bana

    onun telefon numarasını ver. Yarın onu hemen arayacağım." Elime sımsıkı sarıldı.. "O

    benim tek aşkımdı.. Onu öyle sevdim ki, asla evlenmedim.. Çünkü bu mektup

    geldiğinde hayatım, anlamsal olarak bitmişti." "Bay Goldstein" dedim.. "Gelin benimle.."

    Asansörle üçüncü kata indik.. Odanın kapısı açıktı. Hannah sırtı kapıya dönük televizyon

    izliyordu.. Hemşire ona yaklaştı, omzuna dokundu.. "Hannah" dedi.. "Bu bay'ı tanıyor

    musun?" Gözlüklerini ayarladı bir an baktı, tek kelime etmeden.. "Michael" dedi,

    Michael, kapıda, kısık sesle.. "Hannah.. Ben Michael.. Beni tanıdın mı?.." "Michael"

    diye yutkundu Hannah. "İnanmıyorum.. Bu sensin. Benim Michael'ım." Michael

    Hannah'ya doğru yürüdü yavaşça. Sarıldılar. Hemşire yanıma geldiğinde onun da

    gözleri yaşlıydı.. "Gördün mü, bak?" dedim "Yaşamda, yaşanması gereken her şey,

    er ya da geç, bir gün kesinlikle yaşanacaktır." *** Üç hafta sonra beni huzurevinden

    aradılar. Pazar günü bir nikah vardı.. Gelebilir miydim? Harika bir nikah töreni idi.

    Hannah ve Michael beni nikah şahidi yaptılar üstelik. Hannah açık bej elbisesi içinde çok

    güzeldi.. Michael de lacivert takımı içinde hala çok yakışıklı.. Bir nikah tanığı olarak

    söylüyorum bu gözlemlerimi� Aşklarını on sekiz yaşın heyecanı ve duygusuyla

    yaşayan 76 yaşındaki gelin ile 79 yaşındaki damadın nikahında keşke siz de

    bulunsaydınız� Altmış yıl önce bittiği sanılan bir aşk öyküsünün, altmış yıl sonra, kaldığı

    yerden nasıl filizlendiğine siz de tanık olacaktınız.

      Forum Saati Paz Mayıs 19, 2024 5:37 pm